Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, kalabalık bir şehirde, yüksek apartmanların arasında yaşayan Ufuk adında bir çocuk varmış. Ufuk her gün okuldan geldiğinde sessizce odasına çekilir, eline tabletini alır, saatlerce oyun oynar, videolar izler, dünyayı sadece ekranın içinden seyredermiş.
Her şey elinin altındaymış gibi görünse de, bir şeyler eksikmiş sanki. Evin içinde dolaşır dururmuş ama hiçbir şey dikkatini uzun süre çekmezmiş. En sevdiği oyunu bile bazen yarıda bırakır, tavana bakarak hayallere dalarmış.
Bir gün, annesi odasına girip yavaşça yanına oturmuş. “Ufuk,” demiş gülümseyerek, “bu hafta sonu dedenin yanına gidiyoruz.” Ufuk önce bir şey dememiş. Sonra, “Ama orada internet yok,” diye mırıldanmış. Annesi onun başını okşamış, “Olsun, biraz farklı şeyler görmek belki iyi gelir,” demiş.
Cumartesi sabahı erkenden yola çıkmışlar. Dedesinin evi, şehirden uzakta, küçük bir kasabanın içindeymiş. Bahçesinde erik ağaçları olan, duvarları çatlaklarla dolu eski ama sıcacık bir evmiş. Ufuk arabadan iner inmez etrafa bakınmış. Ne tablet sinyali varmış ne de internete bağlanacak bir ağ.
Odasına yerleşirken yatağın altındaki sandık dikkatini çekmiş. Eskimiş ahşap sandığın üzerinde silik harflerle “OYUNLAR” yazıyormuş. Merakla kapağını açmış. İçinden türlü türlü şeyler çıkmış: cam misketler, tahta bir topaç, küçük bir bez kukla, ip atlama halatı ve taştan yapılmış bir seksek taşı.
Ufuk önce şaşırmış, sonra da biraz gülmüş. Tam sandığı kapatacakken dedesi kapıdan başını uzatmış. “Onlar benim çocukluk oyuncaklarım,” demiş. “İstersen nasıl oynandıklarını gösterebilirim.” Ufuk başta kararsızmış ama dedesinin sıcacık sesi ona iyi gelmiş. Başını sallayarak kabul etmiş.
Bahçeye çıktıklarında dedesi topacı eline alıp yere çevirmiş. Topaç dönerken çıkardığı ses, Ufuk’un içine nedense tuhaf bir sevinç bırakmış. Sonra dedesi misketleri yere dizmiş, birlikte çukura yuvarlamaya başlamışlar. Ufuk ilk birkaç denemede başarısız olmuş ama sonra alışmaya başlamış.
Oyun oynadıkça zamanın nasıl geçtiğini fark etmemiş. Ne internet aklına gelmiş, ne de tableti özlemiş. Ellerini toprağa bulamış, dizlerinin kirine aldırmadan yere çömelmiş. Kahkahası bahçede yankılanmış, rüzgârla birlikte dalların arasına karışmış.

Her taş, her ip, her kukla sanki yeniden canlanmış; hepsinin bir hikâyesi, bir oyunu varmış. En çok da seksek taşını sevmiş. Dedesinin çizdiği karelere basarken içine sığmayan bir sevinç dolmuş.
Ertesi sabah, güneş yeni yeni uyanırken Ufuk sessizce bahçeye çıkmış. Ayakkabılarını bile giymeden toprağa basmış. Topacını çevirmiş, sonra seksek taşını alıp çizgileri yeniden çizmiş. Tam o sırada, komşunun bahçesinden bir çocuk belirmiş. Ufuk el sallamış, sonra yavaşça seslenmiş: “İstersen birlikte oynayabiliriz.”
Çocuk önce biraz tereddüt etmiş ama Ufuk’un gülümsemesi onu cesaretlendirmiş.
İki çocuk bütün günü birlikte geçirmiş. Misket yarışları yapmışlar, ip atlamışlar, kuklaları konuşturup masallar uydurmuşlar. Ufuk, ilk kez bir ekranın değil, karşısındaki bir arkadaşın gözlerine bakarak gülmüş. O an içindeki yalnızlığın çözülmeye başladığını hissetmiş.
Akşam olup da dönüş saati yaklaştığında, Ufuk odasına çıkıp eşyalarını toplamaya başlamış. Çantasını kapatmadan önce, başucunda duran topaca uzanmış. Parmaklarının arasında bir süre çevirmiş, sessizce düşünmüş. Sonra, yavaş adımlarla salona geçmiş ve dedesinin yanına oturmuş.
Gözlerini halıya dikip usulca sormuş: “Bu topacı yanımda götürebilir miyim?”
Dedesi gülümsemiş, gözlüğünün ardından ona sevgiyle bakmış. “Elbette ama unutma, önemli olan topacın kendisi değil. Kiminle oynadığın ve nasıl güldüğündür.”
Dönüş yolunda arabada annesi sormuş, “Nasıl geçti hafta sonun?”
Ufuk bir süre sessiz kalmış. Camdan dışarı bakmış, ağaçların arasından süzülen ışık gözlerini almış. Sonra başını çevirip annesine gülümsemiş. “Tableti hiç açmadım, ama galiba ilk kez gerçekten oyun oynadım.”
Bir Zamanlar Oyun Başkaydı Masalından sonra Ufuk, oyunun sadece bir cihazda olmadığını öğrenmiş. En güzel oyunların; birlikte gülmekte, toprakta diz çürütmekte ve kalpten paylaşılan anlarda saklı olduğunu hiç unutmamış.
Bir Zamanlar Oyun Başkaydı Masalına benzeyen uyku masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz. Çocuğunuza özel masal yazdırmak için instagram sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.