Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, deniz kenarında şirin bir kasabada tatil yapan Faruk adında neşeli bir çocuk yaşarmış. Faruk sabahları erkenden uyanır, denizden gelen tuzlu rüzgarı içine çeker, sonra terliklerini fırlatıp arkadaşlarıyla sahilde oyun oynamaya koşarmış.
Bir akşam eve döndüğünde odasının köşesindeki defteri fark etmiş. Tatilden önce annesi, “Olur da canın çalışmak isterse yanında bulunsun.” diyerek defterini valize koymuş.
Faruk merakla defteri alıp sayfalarını çevirmiş ama bazı şeyleri hatırlamakta zorlanmış. “Acaba unuttum mu?” diye içinden geçirmiş. İçini yavaş yavaş garip bir huzursuzluk kaplamış; çünkü okul açıldığında zorlanmaktan biraz korkuyormuş.
Ertesi sabah, dışarıdan arkadaşlarının kahkahaları duyulmuş. Faruk pencereden bakınca, oynamak için ayağa kalkacak gibi olmuş. Tam o sırada masanın üzerindeki defteri gözüne çarpmış. Bir an durmuş, içinden “Hep oynuyorum, ama ya bazı şeyleri unuttuysam?” diye geçirmiş.
İçinde kararsız bir his oluşmuş; ya arkadaşlarına katılacak ya da önce biraz çalışacakmış. Kısa bir süre düşündükten sonra derin bir nefes almış ve “Önce çalışayım, sonra oyun daha keyifli olur.” diye karar vermiş.
Çınar ağacının gölgesine oturup defterini açmış. İlk sayfaya baktığında biraz zorlanmış, kalemi elinde yavaşça hareket ettirmiş. Ama birkaç soru çözdükçe cevapların aklına gelmeye başladığını fark etmiş. Bu keşif onu heyecanlandırmış, yüzünde kocaman bir gülümseme yaratmış.
Çalıştıkça sorular kolaylaşmış, kendine olan güveni artmış. İçinde hafifleyen bir hisle, az önce yaşadığı huzursuzluğun yavaşça kaybolduğunu fark etmiş. Defteri kapattığında güneş gökyüzünde biraz daha alçalmış, sahilden gelen dalga sesleri rüzgarla birlikte kulağına dolmuş.
Faruk o an hem çalıştığı için rahatlamış hem de birazdan oynayacağı oyunların daha keyifli olacağını bilmenin mutluluğunu hissetmiş. Ayağa kalkıp sevinçle arkadaşlarının yanına koşmuş.
Sahile vardığında arkadaşlarının hâlâ top oynadığını görmüş. Faruk onlara katılır katılmaz içi birden hafiflemiş. Artık aklı derslerinde değilmiş; çünkü eksik kaldığı konuları tamamladığını bilmenin rahatlığı içini sarmış. Koşarken rüzgar yüzüne çarpmış, kahkahaları dalga seslerine karışıp etrafa yayılmış.

O günden sonra Faruk her sabah biraz çalışıp sonra oyunlara katılmaya başlamış. Böylece tatilin tadını çıkarırken okul açıldığında da hazır olacağını bilmek ona büyük bir rahatlık vermiş. Günler hem dolu dolu geçmiş hem de her akşam Faruk kendini huzurlu hissetmiş.
Ve Faruk’un Tatildeki Keşfi Masalının sonunda, güneşin denizde bıraktığı ışıltıları izlerken içinden gülümsemiş. Çünkü zamanını iyi kullanmanın verdiği mutluluğu ilk kez bu kadar derinden hissetmiş.
Faruk’un Tatildeki Keşfi Masalına benzeyen kısa masallar okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
