Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar Lara adında, meraklı ve tatlı bir kız çocuğu yaşarmış. Sabahları erkenden kalkar, kırmızı montunu giyip annesine el sallayarak okula gidermiş. Montunun cepleri genelde boş olurmuş. Ama bir sabah, her şey değişmiş.
O gün Lara, montunun cebine elini attığında yumuşak astarın içinde bir şey hissetmiş. Küçük, katlanmış bir kâğıt varmış. Merakla çıkarıp açmış. Kâğıtta şu yazıyormuş: “Bugün gülümsersen, biri daha mutlu olacak.” Lara şaşkınlıkla etrafına bakınmış.
Bu not cebine nasıl girmişti? Annesine gösterdiğinde annesi, “Ben koymadım,” demiş. Lara daha da meraklanmış. Okula vardığında öğretmenine de göstermiş. Ama o da notu daha önce hiç görmemiş.
Gün boyunca notu defalarca okumuş. Her defasında içi sıcacık olmuş, yüzünde tatlı bir gülümseme beliriyormuş. Sanki biri ona gizlice moral veriyormuş gibi hissetmiş. Kim olduğunu bulamasa da, bu duygu hoşuna gitmiş. O günü daha neşeli geçirmiş.
Ertesi sabah, Lara yine montunu giymiş ve hemen cebine bakmış. Bu sefer içinden başka bir not çıkmış. Üzerinde şu yazıyormuş: “Küçük bir iyilik, büyük mutluluk getirir.” Lara’nın içindeki merak biraz daha büyümüş.
Okul yolunda yürürken notu tekrar okumuş. Yazı aynıymış, harfler özenle yazılmış. “Acaba sınıftan biri mi yazıyor?” diye düşünmüş. Sınıfa girdiğinde tek tek arkadaşlarına bakmış. Mert misket oynuyor, Zeynep kitap okuyormuş.
Ders sırasında aklı hep nottaymış. Yazının şeklini düşünmüş, kimin yazısı olabilir diye tahmin yürütmüş. Ama hiçbir arkadaşının el yazısına benzemiyormuş. Bu gizem onu daha da heyecanlandırmış. Cevabı bulmak istiyormuş.
Okul çıkışında hemen eve dönmek istememiş. Bahçede biraz kalıp etrafı gözlemlemiş. Belki notu bırakanı görürüm diye beklemiş. Ama sadece rüzgâr esmiş ve ağaçların yaprakları hafifçe sallanmış.
Tam ayağa kalkmak üzereyken Hasan Amca seslenmiş: “Lara, annen seni bekliyor. Üşüteceksin kızım!” Lara istemese de montunu düzeltip eve doğru yürümüş. İçinde cevap bekleyen bir sürü soru varmış. Ama artık kararlıymış.
Ertesi sabah Lara daha erkenden uyanmış. Hemen montunu giyip kapının önüne çıkmış. Cebine bakmış ama henüz not yokmuş. Bu sefer farklı bir şey denemek istemiş. Montunu askıya asmış ve içeriden pencereye gizlice bakmaya başlamış.
Dakikalar geçmiş, Lara sıkılmaya başlamış. Tam pes edecekken bir ses duymuş. Apartmanın aşağısında birinin merdivenlerden çıkma sesi geliyormuş. Kapı açıldığında yaşlı komşuları Gülay Teyze görünmüş. Elinde minik bir not varmış.
Lara şaşkınlıkla gözlerini açmış. Gülay Teyze montun cebine notu koymuş ve gülümseyerek uzaklaşmış. Lara hızla dışarı fırlayıp “Gülay Teyze!” diye seslenmiş. Kadın dönüp ona bakmış, gülümsemiş. “Senin fark edeceğini biliyordum,” demiş.

Gülay Teyze yanına oturmuş. “Bu kış biraz uzun sürdü,” demiş. “Çocuklar bazen sıkılıyor, bazen üzülüyor. Ama bir tek güzel söz, kocaman bir günü değiştirebilir.” Lara sessizce başını sallamış. O anda içi hem sevinçle hem de minnetle dolmuş.
Gülay Teyze notları neden bıraktığını Lara’ya anlatmaya başlamış. “Ben eskiden öğretmendim,” demiş. “Çocukları mutlu etmeyi hep çok severdim. Şimdi de sizler gibi güzel kalpli çocuklara küçük sürprizler yapıyorum. Çünkü bazen bir tebessüm bile büyük bir armağan olur.”
Lara o akşam, defterinden bir sayfa koparmış. Gülay Teyze’nin söyledikleri hâlâ kulaklarında yankılanıyormuş. Eline kalemini almış ve ilk kendi notunu yazmaya başlamış. Yazarken içi hem heyecanla dolmuş, hem de tarifsiz bir sevinç hissetmiş.
Ertesi sabah, montunu giyip erkenden dışarı çıkmış. Mahallenin köşesindeki bakkalın önünde, annesinin elini tutan küçük bir kız çocuğu bekliyormuş. Lara usulca yanına yaklaşmış, elindeki notu onun montunun cebine yerleştirmiş. Sonra hiç durmadan yürümeye devam etmiş.
O gün okulda aklı hep o küçük kızdaymış. Acaba notu fark etti mi, okudu mu, gülümsedi mi? Bilmemiş ama yine de içinde tatlı bir huzur taşımış. Çünkü yaptığı şeyin kalpten geldiğini biliyormuş.
Kırmızı Montlu Kız Masalının sonunda, Lara şunu öğrenmiş: Bazen en güzel hediyeler ne büyük ne süslü olurmuş. Bir cümle bile bir kalbi ısıtabilir, bir günü aydınlatabilirmiş. Lara artık bunu biliyormuş. Ve paylaşmanın ne demek olduğunu gerçekten hissetmiş.
Kırmızı Montlu Kız Masalına benzeyen uzun masallar okumak için bağlantıya tıklayabilir, sesli masal dinlemek için instagram sayfamızı takip edebilirsiniz.