Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, deniz kıyısında küçük bir şehirde Arda adında bir çocuk yaşarmış. Arda gökyüzüne bakmayı, bulutların arasında uçan uçakları izlemeyi çok severmiş. Her gördüğü uçakta, içinde olmak istermiş. Uçakların arkasında kalan izleri parmağıyla takip eder, nereye gittiklerini hayal edermiş.
Sabahları gözünü açar açmaz pencereye koşarmış. Gözlerini kısıp gökyüzüne bakar, “Bugün yine kim bilir nerelere gidiyorlar,” diye düşünürmüş.
Annesi ona her sabah gülümseyerek seslenirmiş: “Günaydın kaptan Arda! Bulutlar seni bekliyor.”
Arda’nın hayali bir gün pilot olmaktı. Pilotlar gibi gökyüzüne süzülmek, yeryüzünü yukarıdan görmek istiyormuş. Çantasına küçük bir uçak süsü takmış, teneffüslerde eline alıp döndüre döndüre hayaller kurarmış.
Bir gün okulda öğretmenleri “Büyüyünce ne olmak istersiniz?” diye sormuş. Herkes sırayla söylemiş: doktor, öğretmen, itfaiyeci.
Sıra Arda’ya gelince gözleri parlamış: “Ben pilot olmak istiyorum,” demiş kararlı bir sesle. Sınıftan birkaç çocuk gülümseyip aralarında konuşmuş: “Pilot olmak zor. Herkes olamaz ki.”
Arda bunu duyunca bir an duraksamış ama hemen içinden şöyle demiş: “Ben olurum. Çünkü çok istiyorum.”
O günden sonra uçaklara ilgisi daha da artmış. Kütüphaneden uçaklarla ilgili kitaplar almış. Uçakların nasıl çalıştığını, pilotların neler yaptığını öğrenmeye başlamış. Öğrendikçe daha da heveslenmiş. Geceleri bile uykusunda gökyüzünde süzüldüğünü görüyormuş.

Bir akşam babası elinde bir kâğıtla eve gelmiş. “Arda,” demiş, “Yarın havaalanında çocuklar için bir etkinlik var. Gerçek pilotlarla tanışabileceksin. Gitmek ister misin?”
Arda’nın yüzü kocaman bir gülümsemeyle aydınlanmış. “Gerçekten mi baba?” diye sormuş. “Hem de gerçek pilotlarla mı?” Babası başını sallayınca heyecanla zıplamaya başlamış.
Ertesi sabah erkenden uyanmış. En sevdiği kıyafetini giymiş, çantasına not defterini ve kalemini koymuş. Havaalanına vardıklarında gökyüzü açıkmış, uçaklar birbiri ardına havalanıyormuş.
Etkinlik alanında pek çok pilot varmış. Üniformalarıyla dikkat çeken pilotlar çocuklarla konuşuyor, onlara sorular soruyormuş. Arda heyecanla onları izlerken, bir pilot gülümseyerek yanına gelmiş.
“Merhaba küçük kaptan. Adın ne senin?”
“Arda,” demiş utangaçça.
“Ne güzel bir isim. Peki sen de pilot olmak mı istiyorsun?”
“Evet, çok istiyorum!”
Pilot diz çöküp göz hizasına gelmiş. “Pilot olmak için meraklı olman gerekir,” demiş. “Çok çalışman, hiç vazgeçmemen gerekir. Gökyüzü herkese açılır ama oraya kalbiyle çıkanlar olur.”
Bu söz Arda’nın içinde yankılanmış. Eve döndüklerinde pencereden gökyüzüne bakmış ve kendi kendine şöyle demiş: “Ben kalbimle çıkacağım.”
O günden sonra daha dikkatli olmuş. Uçak maketleri yapmış, pilotlarla ilgili belgeseller izlemiş. Evde küçük bir köşe hazırlamış; buraya kitaplarını, uçak çizimlerini koymuş. Her gece defterine o gün öğrendiklerini yazmaya başlamış.
Zaman geçmiş, Arda büyümüş. Gözlük takmaya başladığında bazıları “Artık pilot olamazsın,” demiş. Ama Arda duymamış gibi davranmış. Çünkü içindeki inanç, dış seslerden daha güçlüymüş.
Bir gün okuldan dönerken posta kutusunda bir zarf bulmuş. Zarfın üzerindeki yazıyı görünce kalbi hızla atmaya başlamış. Zarfı açmış ve içinden çıkan mektubu okurken yüzünde kocaman bir gülümseme oluşmuş: “Uçuş Okulu’na Kabul Edildiniz!”
O an gökyüzü ona daha yakın gelmiş. Balkon kapısını açıp dışarı çıkmış. Yüzünü göğe kaldırmış ve fısıldamış: “Geliyorum gökyüzü. Beni tut!”
Ve Küçük Pilot Masalı burada biterken, Arda penceresini açık bırakmış. Çünkü artık sadece hayal kurmuyor, hayalini yaşıyormuş.
Küçük Pilot Masalına benzeyen bebek masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz. İsme özel masal yazdırmak için ise instagram sayfamızı takip edebilirsiniz.