Menüyü Kapat
    Instagram
    Masal Oku
    • Çocuk Masalları
    • Bebek Masalları
    • Uyku Masalları
    • Hayvan Masalları
    • Uzun Masallar
    • Kısa Masallar
    Instagram Youtube
    Masal Oku

    Hayvan Masalları - Tospik ile Ömer Masalı

    Tospik ile Ömer Masalı

    6 Temmuz 2025
    Tospik ile Ömer Masalı
    Tospik ile Ömer Masalı

    Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar her şeyi çabucak yapmayı seven, yerinde duramayan bir çocuk varmış. Adı Ömer’miş. Ne yemeğini düzgünce çiğnermiş, ne de kitapları sonuna kadar okurmuş. Oyuncaklarını dizerken bile sabırsızlanır, hemen bitirmek istermiş.

    Günleri hızlı geçer, çevresinde olanları pek fark etmezmiş.

    O sabah Ömer kahvaltısını hızla bitirmiş, çantasını sırtına takmış ve doğru ormana gitmiş. Patikanın başına gelir gelmez hızlı hızlı yürümeye başlamış. Kafasında hep aynı düşünce varmış: “Bir an önce yürüyeyim, hemen geri döneyim.”

    Kuşlar dallarda ötüyor, rüzgâr yaprakları okşuyormuş ama Ömer bu sesleri duymuyormuş. Ne gökyüzüne bakmış, ne de çevresine dikkat etmiş.

    Tam o sırada çalılıkların yanında bir şeyin kıpırdadığını fark etmiş. Eğilip dikkatle bakınca, toprağa benzeyen kabuğuyla ağır ağır ilerleyen minik bir kaplumbağa görmüş. Gözleri parıl parıl parlıyormuş.

    Ömer hemen durmuş, biraz eğilmiş ve merakla sormuş:
    “Sen neden bu kadar yavaş gidiyorsun?”

    Kaplumbağa başını kaldırıp Ömer’e bakmış ve sakince:
    “Ben yavaş yürüyünce etrafımı daha iyi görebiliyorum,” demiş.

    Ömer şaşırarak kaşlarını kaldırmış.
    “Ama ben olsam gideceğim yere çoktan varırdım,” demiş.

    Kaplumbağa hafifçe gülümsemiş.
    “Ben acele etmiyorum,” demiş. “Çünkü yürürken etrafa bakmak hoşuma gidiyor.”

    Bu sözler Ömer’in kafasını biraz karıştırmış ama içinde bir merak uyanmış.
    “Senin adın ne?” diye sormuş.

    “Bana Tospik derler,” demiş kaplumbağa.
    “Çünkü ben hep böyle yavaş yavaş yürürüm.”

    Ömer gülümsemiş.
    “Benim adım da Ömer. İstersen biraz birlikte yürüyebiliriz.”

    Tospik başını sallamış.
    “Olur,” demiş. “Ama ben gerçekten çok yavaş giderim. Sıkılmaz mısın?”

    Ömer omuzlarını silkmiş.
    “Bilmiyorum,” demiş. “Bir deneyeyim bakalım.”

    İkisi yan yana yürümeye başlamış. Ama Ömer’in adımlarını yavaşlatması hiç kolay olmamış. Bir türlü sabit yürüyememiş, ayakları hep ileri gitmek ister gibi davranıyormuş. Sürekli önüne bakıyor, “Daha ne kadar kaldı acaba?” diye kendi kendine soruyormuş.

    Tospik ise bambaşkaymış. Her birkaç adımda bir duruyor, bazen bir taşın kenarındaki karıncaları izliyor, bazen de bir yaprağın üstünde dinlenen tırtıla uzun uzun bakıyormuş. Yavaşlığına hiç aldırmıyor, her şeyi tek tek inceliyormuş.

    Ömer önce sabırsızlanmış. Ellerini cebine sokmuş, ayaklarını yere sürümüş ama yine de kendini tutamamış. Birkaç adım sonra durup Tospik’in baktığı yöne eğilip, o da tırtıla bakmaya başlamış.

    Tospik ile Ömer Masali
    Tospik ile Ömer Masali

    Tırtıl, yaprağın üstünde kıpır kıpır ilerliyor, küçük ağzıyla yeşil yaprağı usulca kemiriyormuş. Ömer, o an ilk kez zamanın ağırlaştığını, etrafın sessizleştiğini hissetmiş. Bu garip ama güzel bir hismiş.

    “Bunu daha önce hiç görmemiştim,” demiş fısıltıyla, gözlerini tırtıldan ayıramadan.

    Tospik hafifçe gülümseyip ona dönmüş.
    “Çünkü daha önce hiç bu kadar yavaşlamamıştın,” demiş sakince.

    Yürüyüş sürerken bu kez Ömer kendi kendine durmuş. Yol kenarındaki sarı bir çiçeğe konmuş arıyı izlemeye başlamış. Arının incecik kanatları güneş ışığında parlıyormuş. Hiç kıpırdamadan uzun süre bakmış.

    Az ileride toprağın üstünde yavaşça ilerleyen bir salyangoz dikkatini çekmiş. Kabukları ıslakmış, gövdesi iz bırakarak kayıyormuş. Ömer, onun hiç acele etmeden gidişini hayranlıkla seyretmiş.

    Tospik biraz ilerde durmuş ve büyük bir ağacın gövdesine işaret etmiş.
    “Bak,” demiş. “Bu ağı örümcek her sabah yeniden yapar.”

    Biraz duraklamış, sonra gözlerini Ömer’e çevirmiş.
    “Ama hızlı yürürsek hiç fark etmeyiz,” demiş sakince.

    Ömer artık sadece yürümüyor, bakıyor, izliyor ve anlamaya çalışıyormuş. Hatta bazen öne geçip, “Bak! Bu taşın üstünde minik bir mantar var!” diye bağırıyormuş.

    Güneş gökyüzünde yükseldikçe adımları iyice yavaşlamış. Ama bu kez Ömer’in içi sabırsız değilmiş. Ne kadar yavaş giderlerse, o kadar huzurlu hissediyormuş kendini. Hatta yorgunluk bile hissetmemiş. Sanki yürürken içi dinleniyormuş.

    Bir süre sonra kocaman bir ağacın altına varmışlar. Gövdesi o kadar kalınmış ki, Ömer iki koluyla sarılmaya kalksa bile yetmezmiş. Dalları gökyüzüne doğru uzanıyor, yaprakları rüzgârla birlikte usul usul dans ediyormuş. İkisi de bir şey söylemeden oturmuş, sadece etrafı dinlemişler.

    Ömer çantasını yavaşça açmış, suyunu çıkarıp bir yudum almış. Sonra başını kaldırıp ağacın yaprakları arasından gökyüzüne bakmış. Mavi gökyüzü neredeyse hiç kıpırdamıyor, rüzgar adeta durmuş gibiymiş.

    “Ne kadar sessiz burası,” demiş alçak bir sesle, sanki sessizliği ürkütmekten korkuyormuş gibi.

    Tospik gözlerini kapatmış, burnundan derin bir nefes almış.
    “Bazen sessizlik, duymayı unuttuğumuz en güzel şeydir,” demiş.

    O gün ormanda saatler geçmiş ama Ömer bir an bile sıkılmamış. Hiç hızlı yürümemiş, hiç acele etmemiş. Ama buna rağmen değil, belki de bu yüzden, daha önce hiç fark etmediği kadar çok şey görmüş.

    Bir tırtılın adımını, bir arının duruşunu, bir salyangozun sabrını izlemiş. Ve en çok da, içinin nasıl sessizleştiğini fark etmiş.

    Ömer eve döndüğünde odasına geçmiş. Oyuncaklarına bakmış, sonra yavaşça yere oturmuş. Her zamanki gibi acele etmemiş. Her birini tek tek dizmiş, yerlerine sakin sakin koymuş.

    Sonra kitabını açmış. Sayfaları hızlı hızlı çevirmemiş. Her resme uzun uzun bakmış, kelimeleri ağır ağır okumuş. Sanki zaman artık onun için eskisi gibi hızlı değilmiş.

    Tam o sırada annesi odaya bakmış. Bir an durmuş, sonra şaşkınlıkla gülümsemiş.
    “Bugün sende bir sakinlik var,” demiş, yumuşak bir sesle. “Her şeyin yerli yerinde.”

    Ömer pencereye dönüp dışarıya bakmış. Yüzünde fark ettirmeden beliren bir tebessüm varmış.
    “Tospik’le yürüdüm,” demiş fısıltıyla.

    Tospik ile Ömer Masalı sonra Ömer, bazen yine koşmuş, bazen acele etmiş. Ama içinden bir ses onu hep yavaşlamaya çağırmış. O sesi dinlediğinde, çevresini daha çok fark etmiş, kendini daha iyi hissetmiş.

    Çünkü anlamış ki: En güzel şeyler, bazen sadece yavaş yürüyünce görülürmüş.

    Tospik ile Ömer Masalına benzeyen hayvan masalları okumak için bağlantıya tıklayabilir, istek masal başlıklarınızı instagram sayfamızdan iletebilirsiniz.

    İlgili Gönderiler

    Süslü Martı Masalı

    15 Ağustos 2025

    Aslan ile Kuş Masalı

    6 Ağustos 2025

    Buket ile Fıstık Masalı

    4 Ağustos 2025
    Bir Cevap Bırakın Cevabı iptal Et

    Hangi Masalı Arıyorsunuz?
    Son Yazılar
    • Okul Alışverişi Masalı
    • Zeynep ile Eylül Masalı
    • Karlar Kızı Masalı
    • Süslü Martı Masalı
    • Scooter Hayali Masalı
    Kategoriler
    • 5 Yaş Masalları
    • Bebek Masalları
    • Çocuk Masalları
    • Hayvan Masalları
    • Kısa Masallar
    • Uyku Masalları
    • Uzun Masallar
    Masal Okusun Hakkında

    Masalokusun.com, çocuklara özel bir masal dünyasıdır! Çocuk masallarıyla miniklerin hayal gücünü geliştirirken eğlenmelerini ve öğrenmelerini destekleyen platformumuz, onlara büyülü bir deneyim sunar. Haydi, siz de ‘masal oku’ diyerek bu keyifli yolculukta bize katılın.

    Masal Oku

    Türkiye’nin en sevilen masal oku platformunda, çocuk masalları, bebek masalları, uyku masalları, eğitici masallar ve çok daha fazla masalımızla birlikte sizlere en güzel masalları sunmaya çalışıyoruz.

    Samsun Oto Kiralama

    Kategoriler
    • 5 Yaş Masalları
    • Bebek Masalları
    • Çocuk Masalları
    • Hayvan Masalları
    • Kısa Masallar
    • Uyku Masalları
    • Uzun Masallar
    Sayfalar
    • Çerez Politikası
    • Gizlilik Politikası
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Kullanım Koşulları
    • Künye

    Yukarıyı yazın ve aramak için Enter tuşlarına basın. İptal etmek için Esc tuşlarına basın.