Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, odasında oyunlar oynayan, kitaplar okuyan bir kız çocuğu varmış. Adı Zeynep’miş. Günleri oyuncaklarıyla geçer, geceleri penceresinden yıldızlara bakarmış. Ama bir süredir, odasında geçirdiği zaman ona eskisi kadar güzel gelmiyormuş.
Zeynep bir sabah uyanmış ve yatağında oturup etrafına bakmış. Raflarda kitaplar sıralıymış, oyuncakları yerli yerindeymiş ama bir şeyler eksikmiş sanki. Duvarlar çok sade, perdeler biraz karanlıkmış. İçinden gelen o eksikliği ilk kez bu kadar açık hissetmiş. “Bu oda benim ama sanki bana hiç benzemiyor,” demiş usulca.
Hemen annesinin yanına gitmiş ve biraz çekinerek konuşmuş. “Anne, odama biraz renk katabilir miyiz? Kendim gibi bir oda yapmak istiyorum,” demiş. Annesi önce şaşırmış ama Zeynep’in yüzündeki ciddiyeti görünce gülümsemiş. “Ne istersen yapabiliriz,” demiş sevgiyle.
Zeynep hemen defterini almış ve sayfalarını karalamaya başlamış. Duvarlara çiçek desenleri çizmiş, yatağının başına bir gökyüzü resmi eklemiş. Minik bir masa hayal etmiş; üstünde pastel boyalar, yanında küçük bir sandalye. Sayfalar doldukça heyecanı da büyümüş.
Ertesi gün annesiyle birlikte kırtasiyeye gitmişler. Renkli kâğıtlar, çıkartmalar, gece lambaları almışlar. Zeynep her şeyi kendi seçmiş, eline aldığı her malzemede bir hayal canlanmış. “Burası benim kalbim gibi olsun,” demiş içinden.
Eve gelir gelmez işe koyulmuş. Önce duvarlara kendi yaptığı resimleri asmış, sonra kitapları yeni rafına dizmiş. Oyuncaklarını sevdiği şekilde yerleştirmiş, masasına en güzel örtüsünü sermiş. Her küçük dokunuşla oda biraz daha Zeynep’e benzemeye başlamış.

En çok da yatağının başucuna astığı gökyüzü resmini sevmiş. Mavi kâğıda yapıştırdığı yıldızlara uzun uzun bakmış. “Bundan sonra hayallerim hep burada başlayacak,” demiş gülümseyerek. Yatağına uzandığında tavan bile daha aydınlık görünmüş ona.
Annesi odanın kapısından sessizce bakarken Zeynep’i izlemiş. Kızının gözleri ışıl ışıl, odası da artık sımsıcak bir yere dönüşmüş. Yanına oturup başını okşamış, “Güzel kızım, kendin gibi bir oda yaptın,” demiş. Zeynep gözlerini kapatmış ve içi huzurla dolmuş.
O günden sonra odası Zeynep’in en sevdiği yer haline gelmiş. Sadece oyun oynamak için değil, düşünmek, hayal kurmak ve mutlu olmak için de oraya çekilirmiş. Her akşam yatağına uzandığında içinden usulca fısıldarmış: “Burası benim içim gibi sıcak, kalbim gibi güzel.”
Zeynep Odasını Tasarlıyor Masalı da burada, yumuşacık bir huzurla son bulmuş. Zeynep Odasını Tasarlıyor Masalına benzeyen kısa masallar okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
Masallarımızı sesli olarak dinlemek için ise instagram sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.