Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar küçük bir kasabada, her gece uyumadan önce mavi battaniyesine sarılıp tatlı rüyalara dalan bir bebek varmış. Bu bebeğin adı Asya’ymış. Asya’nın battaniyesi onun en sevdiği şeyiymiş çünkü sadece yumuşacık ve sıcacık değil, aynı zamanda onu rüyalara taşır gibi huzur verirmiş. Ama bir gece, ne olmuşsa olmuş, mavi battaniyesi yatağında yokmuş!
Asya, battaniyesinin kaybolduğunu fark edince minicik gözleri dolmuş, ama pes etmemiş. Onu bulmak için bir plan yapmış. Gözlerini kapatıp, “Battaniyemi bulmam gerek! Belki de rüyalara gidip onu orada bulabilirim!” diye fısıldamış.
Ve o anda bir mucize olmuş! Asya, kendini ışıl ışıl parlayan, yıldız tozundan yolların uzandığı büyülü bir diyarda bulmuş. Bu diyar, “Sihirli Battaniyeler Diyarı”ymış. Burası, bebeklerin battaniyelerinin sihirli güçlere sahip olduğu ve onların tatlı rüyalar görmesini sağladığı bir yermiş. Ancak Asya’nın battaniyesi kaybolduğu için bu diyarın dengesi bozulmuş ve her şey garip bir şekilde sessizleşmiş.
Asya yürümeye başlarken, yumuşacık bir ses duymuş: “Hoş geldin Asya! Ben konuşan bir yastığım. Battaniyenin bu diyardaki dengeyi nasıl etkilediğini biliyor musun?”
Asya şaşkınlıkla, “Ama o sadece benim battaniyem! Onu bulmam gerek!” demiş.
Yastık gülümsemiş. “Battaniyen senin için özel çünkü ona sevgiyle sarılıyorsun. O sevgi, buradaki büyünün bir parçası. Şimdi onu bulman için sana yardım edeceğim. Yıldız yolundan ilerle ve şarkı söyleyen pijamaları bul,” demiş.
Asya, yastığa teşekkür ederek yıldız yolundan ilerlemiş. Her adımıyla etrafındaki yıldızlar daha da parlamış.

Bir süre sonra Asya, birbirinden renkli pijamalarla dolu bir tepenin üzerine gelmiş. Pijamalar, melodilerle dolu şarkılar söylüyormuş: “Uyku tatlı, rüya güzel, battaniyen nerede, bize söyle!”
Asya, pijamalara yaklaşıp heyecanla, “Battaniyemi arıyorum! Onu gördünüz mü?” diye sormuş.
Mor puantiyeli bir pijama zıplayarak cevap vermiş: “Evet, battaniyen buradan geçti. Ama o şimdi Gökkubbe Sarayı’nda. Oraya giden yolu bulmak için Ayaklı Fener’i takip etmelisin.”
Asya, teşekkür ederek pijamaların gösterdiği yöne doğru koşmuş.
Karanlık bir ormana geldiğinde, orası yıldız tozuyla aydınlanmış. Tam o sırada, kendi kendine hareket eden bir fener görmüş. Bu fenerin adı “Ayaklı Fener”miş. Asya’nın gelişini görünce ışığını daha da parlatarak konuşmuş: “Merhaba, küçük gezgin! Seni Gökkubbe Sarayı’na götürebilirim, ama oraya varmak kolay değil. Sevgi dolu bir kalbe sahip olduğunu göstermek zorundasın.”
Asya kafasını sallayıp kararlılıkla cevap vermiş: “Tabii ki gösterebilirim! Battaniyemi çok seviyorum ve onu bulmadan buradan gitmeyeceğim.”
Ayaklı Fener, Asya’nın kararlılığını görünce, “Pekâlâ, o zaman gel,” demiş ve onu yıldız tozundan bir köprüye götürmüş.
Yıldız tozundan köprüyü geçtikten sonra, Asya kendini gökyüzünde bir sarayın önünde bulmuş. Sarayın kapıları kocamanmış ve her bir kapının üstünde parlayan battaniyeler asılıymış. Sarayın içinde onu Rüya Kraliçesi bekliyormuş. Kraliçe, bembeyaz bir elbise giymiş, saçları altın teller gibi ışıldayan bir kadınmış.
“Asya, nihayet geldin!” diye seslenmiş Kraliçe. “Battaniyen burada, ama senin sevgin olmadan onu geri alamazsın.”
Asya, heyecanla Kraliçe’nin yanına koşmuş. “Lütfen battaniyemi bana geri verin! Onsuz uyuyamıyorum!”
Kraliçe gülümsemiş. “Sevgin çok güçlü, Asya. Ama şunu bilmelisin ki sevgi sadece bir battaniyeye değil, her şeye güç katar. Bu yüzden battaniyen buradaki tüm bebeklerin rüyalarını etkiledi. İşte battaniyen, ama sevginle buraya yeniden denge getirmen gerek.”
Kraliçe’nin ellerinde Asya’nın mavi battaniyesi belirmiş. Asya, sevinçle battaniyesine sarılmış.
Battaniyesine sarıldığı anda, bütün diyar canlanmış. Konuşan yastıklar, şarkı söyleyen pijamalar ve yıldız tozundan yollar yeniden ışıldamış. Kraliçe, “Bak, sevgin her şeyi değiştirdi. Artık burası eskisi gibi huzurlu ve neşeli,” demiş.
Asya, battaniyesine sıkıca sarılmış ve teşekkür ederek, “Bunu asla unutmayacağım. Sevgi her şeyi güzelleştirir,” demiş.
Kraliçe, sihirli değneğiyle Asya’yı eve göndermiş. Gözlerini açtığında, kendini yatağında bulmuş. Ve işte, mavi battaniyesi sımsıkı ellerindeymiş.
O gece Asya, mavi battaniyesine sarılarak çok tatlı rüyalar görmüş. Ama artık sadece rüyalarını değil, sevginin gücünü de biliyormuş.
Ve Asya ve Sihirli Battaniyeler Diyarı Masalı burada sona ermiş. Ama Asya’nın kalbinde sevginin mucizeleri her zaman yaşamaya devam etmiş.
Asya ve Sihirli Battaniyeler Diyarı Masalına benzeyen bebek masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.