Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, Hale adında tatlı mı tatlı bir kız yaşarmış. Hale, her sabah erkenden uyanır, bahçesinde koşup oynar, en güzel çiçekleri toplar ve kuşların neşeli cıvıltılarını dinlermiş. Kuşların melodileri, Hale’yi bambaşka hayallere götürürmüş.
Bir gün, masmavi gökyüzünde güneş ışıkları yaprakların arasından süzülürken, büyük ceviz ağacından gelen tatlı bir ses duymuş. Bu ses o kadar neşeliymiş ki Hale merakla başını kaldırmış ve ağaca bakmış.
“Merhaba!” diye ince bir ses yankılanmış.
Ağacın dalında, kahverengi tüyleri ve kocaman sevimli gözleriyle bir sincap oturuyormuş. Sincap, zarif kuyruğunu sallayarak Hale’ye sıcacık bir gülümseme göndermiş.
“Benim adım Zıpır,” demiş sincap, neşeyle. “Sen kimsin?”
Hale biraz şaşkın ama bir o kadar da heyecanla cevap vermiş: “Ben de Hale’yim ama sen neden bana seslendin?”
“Çünkü seni çok mutlu gördüm,” demiş Zıpır. “Hale, ister misin seni ormanda gezdireyim? Sana harika arkadaşlarımı tanıtırım. Eminim çok eğleniriz!” diye eklemiş.
Hale’nin gözleri heyecanla parlamış. “Gerçekten mi? Ama çok uzağa gitmeyelim, annem beni merak eder,” demiş.
“Hiç merak etme, sen ne zaman istersen geri döneriz. Ben hep yanında olacağım,” diye güven vermiş Zıpır. Sonra daldan zarifçe yere atlamış ve kuyruğunu sallayarak, “Hadi, beni takip et!” demiş.
Hale, Zıpır’ın ardından adım atmış ve ormanın derinliklerine doğru ilerlemeye başlamışlar. Yürüdükçe, karşısına çıkan manzaralar Hale’yi adeta büyülemiş.
Yerde rengarenk çiçekler göz alıcı bir halı gibi uzanıyormuş, ağaçlar göğe doğru heybetle yükseliyormuş. Kuşların melodili şarkıları, rüzgarın yapraklarla dans eden sesiyle birleşerek ormanı doldurmuş. Hale, bu güzellik karşısında hayranlıkla etrafına bakmış ve içini tarifsiz bir mutluluk kaplamış.
Zıpır bir anda durup, “Bak, işte arkadaşım Hophop,” demiş. Çalıların arasından, bembeyaz tüylü bir tavşan çıkmış. Hophop utangaçmış ama Hale’ye tatlı tatlı gülümsemiş.
“Merhaba Hale. Ormanımıza hoş geldin!” demiş Hophop.
“Merhaba Hophop, ne kadar tatlı bir tavşansın,” demiş Hale ve Hophop’un yumuşacık tüylerine nazikçe dokunmuş.
Zıpır hemen atılmış. “Daha birçok arkadaşımız var! Seni hepsiyle tanıştıracağım.”
Biraz ileride, büyük bir kayanın üzerinde oturan baykuşu göstermiş. “Bu da Bilgin,” demiş. “O çok akıllıdır!”
Bilgin adındaki baykuş, gözlüklerini düzeltip Hale’ye bakmış. “Merhaba küçük kız. Ormanı sevdin mi?” diye sormuş.
Hale heyecanla başını sallamış. “Burası harika! Ormanda yaşamak nasıl bir şey?”
Bilgin, ağaçların büyüme hikayesini, kuşların yuvalarını nasıl yaptığını anlatmış. Hale, Bilgin’in anlattıklarını dikkatle dinlemiş ve birçok şey öğrenmiş.
Hale, Zıpır ve diğer hayvanlarla yürümeye devam etmiş. Bir süre sonra, ormanın ortasında büyük bir açıklığa gelmişler. Hale, gözlerine inanamamış! Açıklık rengarenk çiçeklerle doluymuş. Çiçeklerin arasında ise büyük bir masa kurulmuş. Masanın üzerinde meyveler, fındıklar, ballar ve ormana özgü birçok lezzet varmış.
“Bu da bizim orman soframız!” demiş Zıpır. “Burada hep birlikte yemek yeriz.”
Hale, masayı görünce çok şaşırmış. “Bu yiyecekleri kim hazırladı?” diye sormuş.
“Biz hazırladık,” demiş Hophop gururla. “Herkes bir şeyler getirdi. Zıpır fındık topladı, Bilgin balları buldu. Ben de havuçları getirdim.”
Hale, hayvanların birlikte çalışarak böyle güzel bir sofra hazırlamasına hayran kalmış. Masaya oturmuş ve herkesle birlikte yemek yemiş. Hepsi birlikte sohbet etmiş ve çok eğlenmişler.

Yemek bittikten sonra Zıpır, Hale’ye dönmüş. “Şimdi sana ormanın en özel yerini göstereceğim,” demiş. Onu ormanın derinliklerindeki bir gölete götürmüş. Gölet, ay ışığında parlayan bir ayna gibiymiş.
“Bu gölet büyülüdür,” demiş Zıpır. “Eğer buraya bir dilek dersen, o dilek gerçek olabilir.”
Hale’nin gözleri heyecanla parlamış. Gölete doğru eğilip gözlerini kapatmış ve içinden bir dilek dilemiş. “Keşke her zaman böyle dostlarla birlikte olsam ve bu güzellik hiç bitmese” diye düşünmüş.
Zıpır, Hale’ye bakıp gülümsemiş. “Dileğin çok güzel. Bu ormanda her zaman dostların olacak!”
Gölette biraz vakit geçirdikten sonra güneş batmaya başlamış. Hale, Zıpır’a dönmüş. “Bugün çok güzel bir gün geçirdim. Ama artık eve dönmeliyim,” demiş.
“Tamam,” demiş Zıpır. “Ama istediğin zaman geri gelebilirsin.”
Hale, Zıpır ve diğer arkadaşlarına veda etmiş. Zıpır, onu evine kadar eşlik etmiş. O gece Hale, yatağında ormandaki dostlarını ve yaşadığı macerayı düşünerek uykuya dalmış.
Hale ve Zıpır Tanışıyor Masalı Hale’ye, paylaşmanın ve dostluğun ne kadar değerli olduğunu öğretmiş. O günden sonra her fırsatta Zıpır’ı ve ormandaki arkadaşlarını ziyaret etmeye başlamış. Ve böylece, Hale ile Zıpır’ın dostluğu sonsuza dek sürmüş.
Hale ve Zıpır Tanışıyor Masalına benzeyen çocuk masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.