Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, rüzgârların fısıldadığı yemyeşil bir vadide, adı gibi sevimli olan bir köy varmış: Sevimli Köy. Bu köyde insanlar birbirlerine her zaman yardım eder, kimse kimseye kötü davranmazmış.
Sabahları güneşin ilk ışıklarıyla uyanan köy halkı, birlikte kahvaltı eder, sonra tarlalara çalışmaya gidermiş. Akşam olunca herkes köy meydanında toplanır, sohbet eder, birlikte şarkılar söylermiş.
Ama iyilerin olduğu gibi kötüler de varmış. Bu kötülerin liderleri ise Kötülük Perisi Lena’ymış. Lena uzak, karanlık bir vadide yaşarmış. İnsanların mutluluğundan hoşlanmaz, ne zaman kahkahalar duysa içi kıskançlıkla dolarmış. Onun en sevdiği şey, huzurlu yerlere kötülük tohumları ekmek ve insanları birbirine düşürmekmiş.
Bir gün, rüzgâr Lena’ya Sevimli Köy’den bahsetmiş. “Bu köyde insanlar hiç kavga etmez, her zaman güler yüzlü ve yardımsever yaşar” demiş. Lena, duyduklarına inanamayarak kaşlarını çatmış.
“Hiç kavga yok mu? Bu mümkün değil! Oraya gidip bu mutluluğu bozmam gerek!” diye kendi kendine konuşmuş. Pelerinini omuzuna takmış ve kara kanatlarını açarak gökyüzüne yükselmiş.
Sevimli Köy’e doğru ilerlerken Lena’nın aklında sinsi planlar dolaşıyormuş. Ama bilmediği bir şey varmış: Bu köy diğerlerinden çok farklıymış.
Lena, Sevimli Köy’e vardığında sabah olmuş. Gökyüzü masmavi, köy ise rengârenkmiş. Bahçelerde çalışan insanlar gülümsüyor, çocuklar nehir kenarında oyun oynuyormuş. Lena, kendisini kimseye belli etmeden köyün meydanına gitmiş. “Bu köyün mutluluğunu bozacak bir plan bulmalıyım” diye düşünmüş.
O sırada Deniz adındaki genç bir çocuk Lena’ya doğru koşmuş. “Merhaba! Sen yeni mi geldin? Burada yabancıları çok severiz. Sana köyümüzü gezdirebilirim,” demiş.
Lena sahte bir gülümsemeyle: “Teşekkür ederim, Deniz. Köyünüzü görmek isterim.”
Deniz, Lena’ya köyün her yerini gezdirmiş. İnsanların tarlalarda nasıl çalıştığını, birbirlerine yardım ettiğini göstermiş. Lena, gördüklerinden hiç hoşlanmamış. “Bu köyde hiçbir kavga yok. Ama bu durum fazla uzun sürmeyecek!” diye kendi kendine konuşmuş.
Lena gece olunca köy meydanına gizlice bir çukur kazmış ve içine kötülük tohumları ekmiş. Bu tohumlar, büyüyüp insanların kalbine korku, kıskançlık ve nefret fısıldayan bir bitki çıkarırmış. Lena, tohumu ekerken sinsi bir şekilde gülmüş. “Artık bu köyün mutluluğu son bulacak” demiş.
Sabah olunca Lena, tohumu ektiği yerin yanına gitmiş ve gözlerine inanamamış. Kötülük tohumunun yerinde devasa, parlak bir çiçek varmış. Lena öfkeyle bağırmış: “Bu nasıl olur? Kötülük tohumu ekmiştim! Bu çiçek nereden çıktı?”

O sırada köy halkı çiçeğin etrafında toplanmış. Hepsi çiçeğe hayranlıkla bakıyormuş. Deniz, Lena’ya dönüp gülümsemiş: “Bu bizim sevgi çiçeğimiz. Burada kötülüğe yer yok. Biz kalbimizde kötü düşünceler taşımadığımız için, kötü şeyler burada büyümez.”
Lena buna inanamamış. “Ama bu nasıl mümkün olabilir? Kötülük her yerde büyür!” diye bağırmış.
Köyün yaşlılarından biri Lena’nın yanına yaklaşmış: “Evladım, biz burada birbirimize sevgi ve güvenle bağlıyız. Bu yüzden kötülük burada barınamaz. Sen de kalbini temiz tutarsan, aynı bizim gibi mutlu olabilirsin” demiş.
Lena, köyde birkaç gün daha kalmaya karar vermiş. İnsanların birbirine nasıl yardım ettiğini, birlikte nasıl eğlendiklerini görmüş. Küçük çocuklar Lena’yı oyunlarına davet etmiş, köyün kadınları ona yemek hazırlamış.
Lena bu kadar sevgi ve ilgiyi hayatında ilk kez görüyormuş. “Belki ben de kötülük yapmadan mutlu olabilirim,” diye düşünmeye başlamış.
Ama içinde hâlâ biraz şüphe varmış. Ve gidip Deniz ile konuşmaya karar vermiş: “Deniz, siz hiç kavga etmiyor musunuz? İnsanlar neden birbirine kötü davranmaz ki?” diye sormuş.
Deniz gülerek cevap vermiş: “Bazen tartıştığımız olur ama sonra hemen barışırız. Çünkü biz birbirimizi seviyoruz. Sevgi her şeyden daha güçlüdür” demiş.
Lena, köyde kaldığı süre boyunca değişmeye başlamış. İçindeki kötülük yavaş yavaş kayboluyormuş. Köydeki çocuklarla oyunlar oynuyor, çiçek bahçelerinde vakit geçiriyormuş. Bir sabah, köyün yaşlılarından biri Lena’ya bir hediye vermiş. Bu, küçük bir kalp şeklinde taştan yapılmış bir kolyeymiş. “Bu kolye, sevginin gücünü hatırlaman için,” demiş yaşlı adam.
Lena, bu hediye karşısında çok duygulanmış. Kalbindeki son kötülük kırıntıları da o an kaybolmuş. “Ben artık kötülük perisi değilim,” demiş kendi kendine. “Bundan sonra Sevgi Perisi olacağım!”
Lena, Sevimli Köy’den ayrılmadan önce halkla vedalaşmış. “Siz bana hayatımda en önemli dersi verdiniz. Sevgi, her zaman kötülükten daha güçlüymüş,” demiş.
O günden sonra Lena, kötülük yapmak yerine dünyadaki diğer köyleri dolaşmış ve insanların kalbine sevgi tohumları ekmeye başlamış. Ve Sevimli Köy, Lena için her zaman bir dönüm noktası olarak kalmış.
Kötülük Perisi’nin Değişimi Masalı burada bitmiş ama Lena’nın öğrendiği ders, tüm çocuklara ilham olmuş.
Kötülük Perisi’nin Değişimi Masalına benzeyen uzun masallar okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.