Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar yemyeşil tepelerin arasında, kuşların cıvıl cıvıl şarkılar söylediği, bahçelerinde rengârenk çiçeklerin açtığı bir köy varmış. Bu köyde minik Mert adında sevimli mi sevimli bir bebek yaşarmış.
Mert’in pofuduk yanakları, tombul elleri ve gülen gözleri herkesin kalbini ısıtırmış. Köyde kim görse ona selam verir, “Aman ne tatlı bir bebek!” diye hayran hayran bakarmış.
Ama minik Mert’in bir sırrı varmış: Duş almaktan çok korkuyormuş. Her banyo vakti geldiğinde evde bir telaş başlar, Mert banyoya gitmemek için türlü numaralar yaparmış. Annesi gülerek, “Ama Mert, su seni ısırmaz ki!” dese de, Mert bir türlü ikna olmazmış. Sanki su damlaları onu kovalayacakmış gibi kaçmaya çalışırmış.
Bir gün Mert’in annesi, onu yıkamak için banyoda hazırlık yapıyormuş. Ama biliyormuş ki, minik Mert banyodan yine korkacak ve saklanmaya çalışacakmış. “Bu sefer farklı bir şey yapmalıyım,” diye düşünürken aklına parlak bir fikir gelmiş.
Sabunu eline almış ve iyice çırpmaya başlamış. Sabunu çırptıkça köpükler yavaşça kabarmış, içlerinden kocaman bir baloncuk oluşmuş.
Annesi gülümseyerek Mert’e seslenmiş: “Mert, bak! Su baloncukları seni ziyarete geldi!”
Mert köşede oturuyormuş, annesinin ne yaptığını merak etmiş ama yine de biraz korkmuş. “Baloncuklar mı? Ama… Onlar gerçek mi?” diye sormuş.
Annesi, nazikçe baloncuğu Mert’e doğru üflemiş. Rengârenk ışıklarla parlayan baloncuk yavaşça havalanmış. Minik baloncuk, bir kelebek gibi süzülerek Mert’in önüne konmuş.
Mert, gözlerini kocaman açmış. Bir süre baloncuğu dikkatle izlemiş. “Anne, bu çok güzel! Gerçekten uçabiliyor mu?” diye heyecanla sormuş.
“Evet, hem de çok yükseklere uçabiliyor,” demiş annesi. “Eğer istersen, daha büyük baloncuklar yapabiliriz. Ama bunun için banyoya gelmen gerekiyor.”
Mert önce biraz duraksamış. Su hâlâ onu korkutuyormuş. Ama baloncukların güzelliği, onu meraklandırmış. “Peki, gerçekten daha büyük baloncuklar yapabilir miyiz?” diye sormuş.
Annesi başını sallamış. “Tabii ki! Hadi gel, birlikte deneyelim,” demiş.
Mert küçük adımlarla annesinin yanına gelmiş. Gözleri hâlâ baloncuklarda parlıyormuş. İşte o an, korkusunu bir an olsun unutmuş ve yeni bir maceraya adım atmaya karar vermiş.
Mert ilk önce parmağını suya değdirmiş. “Soğuk mu?” diye sormuş.
“Hayır, tam istediğin gibi ılık,” demiş annesi.
Mert usulca suya oturmuş. Su önce onu ürkütmüş ama köpükleri görünce gülmeye başlamış. Annesi ona köpüklerden bir şapka yapmış, sonra da köpük sakalı. Mert aynaya bakıp kahkahalar atmış.
O sırada banyonun küçük penceresinden bir kelebek içeri süzülmüş. Mert kelebeği görünce heyecanla, “Anne bak, uçan bir arkadaş geldi!” demiş. Kelebek, sanki Mert’in korkusunu anlıyormuş gibi suyun etrafında dolaşmaya başlamış.
Mert artık suyun içinde oynamaya başlamış. Küçük plastik ördeğini alıp suya bırakmış. “Ördek yüzer mi, anne?” diye sormuş.
“Tabii ki yüzer, çünkü o suyu çok seviyor,” demiş annesi.
Mert, ördeğin suyun üstünde nasıl kaldığını izlerken birden gülümsemiş. “Belki ben de suyu sevebilirim,” demiş.

O andan sonra banyo zamanı, Mert için bir oyun vakti olmuş. Artık suyun hiç korkutucu olmadığını anlamış. Köpükler ise onun en iyi arkadaşları olmuş.
Annesi de her banyoda yeni bir oyun bulurmuş. Bir gün köpüklerden küçük bir korsan gemisi yapmış. “Bak Mert, bu senin gemin! Hadi kaptanı ol!” demiş. Mert, minik elleriyle köpük gemiyi yönetmiş. Korsan kaptanı olduğunu hayal ederek kahkahalar atmış.
Başka bir gün annesi köpüklerden bir ejderha yapmış. “Bu da köpük ejderha! Hadi, onu evcilleştirelim!” demiş. Mert, ejderhaya köpüklerden bir taç yapmış ve “Artık o benim arkadaşım!” demiş.
Artık Mert banyoda saatlerce vakit geçirmek istermiş. Her banyo vakti yeni bir maceraya dönüşürmüş. Köpüklerin arasında saklanır, baloncukların peşinden koşar, suların içinde ördeklerini yüzdürürmüş.
Günler geçmiş, aylar geçmiş. Mert’in su korkusu tamamen bitmiş. Artık banyo zamanı onun en sevdiği vakit olmuş. Annesi bir gün ona, “Mert, büyüyüp kocaman bir abi olduğunda da suyu sevecek misin?” diye sormuş.
Mert, gözleri parlayarak, “Tabii ki seveceğim! Su benim en iyi arkadaşım,” demiş.
Ve işte böylece Mert, su korkusunu yenen cesur bir çocuk olmuş. Onun bu hikayesi, başka çocuklara da cesaret vermiş. Böylece Minik Mert ve Sihirli Baloncuklar Masalı burada bitmiş. Ama baloncuklar ve köpükler hâlâ yeni maceralar için Mert’i bekliyormuş!
Minik Mert ve Sihirli Baloncuklar Masalına benzeyen bebek masalları okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.