Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, geniş tarlaların kıyısında kurulmuş küçük, sessiz bir köy varmış. Bu köyde, gökyüzünü seyretmeyi çok seven Kaan adında bir çocuk yaşarmış. En çok da pencereden görünen o bembeyaz pamuk tarlasına bakmayı severmiş.
Pamuklar uzaktan bakınca gökyüzünden yere inmiş bulutlar gibi görünürmüş. Rüzgâr estikçe yavaşça dalgalanır, toprağın üstünde dans edermiş gibi kıpırdanırlarmış. Kaan her gün pencereye oturur, gözlerini o beyazlıktan ayıramazmış. Ama hiç yanına gidemezmiş, çünkü tarlada hep büyükler çalışırmış. “Orası çocuklara göre değil,” derlermiş her seferinde.
Bir sabah annesi, “Bugün seninle birlikte tarlaya gideceğiz,” demiş. Kaan önce şaşırmış, sonra sevinçle boynuna sarılmış. İlk defa o pamuklara dokunacak olmak, içinde kıpır kıpır bir heyecan başlatmış. Kahvaltısını hızlıca bitirmiş, ayakkabılarını giymiş ve annesinin elinden tutarak yola koyulmuşlar.
Tarlaya vardıklarında güneş henüz, yeni doğuyormuş. Toprağın kokusu, sabah serinliğine karışmış, pamuklar güneşte parlıyormuş. Kaan usulca eğilmiş ve bir kozanın yanına diz çökmüş. Dikkatle bakmış, sonra parmaklarıyla yavaşça dokunmuş. Kozanın içinden çıkan yumuşacık pamuk, sanki elini öpüyormuş gibi hafifmiş.
“İnanamıyorum,” demiş fısıltıyla, “Gerçekten bulut gibiymiş.” Annesi başıyla onaylamış, “Ama onun bu hale gelmesi zaman alır,” demiş. Kaan pamuklara tekrar bakmış ve artık sadece beyaz bir şey görmemeye başlamış. O yumuşaklığın altında emek, güneş ve bekleyiş varmış. Her bir pamuk, ona sabrın sessiz dilini fısıldıyormuş.
Tarlanın biraz ilerisinde, yaşlı bir amca pamuk topluyormuş. Gömleğinin kolları kıvrılmış, başında güneşten koruyan geniş bir şapka varmış. Kaan usulca yanına yaklaşmış, yere çömelmiş ve onu sessizce izlemeye başlamış. Amcanın elleri yavaş ama dikkatliymiş; her pamuk kozasını incitmeden koparıp sepete bırakıyormuş.
Kaan bir süre sessiz kalmış, sonra merakla sormuş:
“Zor mu bu işi yapmak?”

Amca başını çevirmiş, gözlüklerinin altından gülümseyerek bakmış.
“Zor değil evlat,” demiş. “Ama bu iş sabır ister. Hemen olmuyor çünkü. Önce tarlaya tohum ekersin, sonra güneş açsın, yağmur yağsın diye beklersin. Bekledikçe pamuk büyür, koza olur.”
Kaan kozalardan birine dokunmuş, sert kabuğunu hissetmiş.
“Peki sonra?” demiş merakla.
“Sonra,” demiş amca, “o kozanın içinde pamuk olgunlaşır. Ama hemen açılmaz. Bekleyeceksin. Eğer acele edip erken koparırsan, içindeki pamuk zarar görür. Ama sabredersen, işte o zaman içinden yumuşacık, tertemiz bir pamuk çıkar.”
Kaan gözlerini kocaman açmış, başıyla onaylamış.
“Yani tıpkı sabah kahvaltıdan önce el yıkamak gibi. Önce hazırlık, sonra güzellik geliyor.”
Amca kahkaha atmış.
“Aynen öyle,” demiş. “Toprak da çocuk gibidir. Ona iyi bakarsan, zamanını bilirsen, sana en güzelini verir.”
Kaan bir süre konuşmamış. Sepetteki pamuklara bakmış, sonra gökyüzüne. İçinde bir şeyin yumuşadığını hissetmiş. O anda anlamış ki, bazen en güzel şeyler hemen gelmezmiş. Beklemeyi bilmek, sabretmek gerekirmiş.
O gün boyunca pamuklara tekrar tekrar dokunmuş, bazen durup gökyüzüne bakmış, bazen de toprağı avucunun içinde sıkmış. Ellerinin arasındaki toprak sıcakmış, ama yumuşaktı. Tıpkı sabırlı bir kalp gibi. Ne kadar bakarsa baksın, o tarlada hep başka bir güzellik fark ediyormuş. Ve her şeyi görmeye başladıkça, içi daha da huzurla doluyormuş.
Güneş yavaşça alçalmaya başladığında annesi, “Artık eve dönme zamanı,” demiş. Kaan elinde birkaç pamuk parçasıyla geriye dönmüş. Her adımda arkasına bakıp bir kez daha o beyaz tarlayı izlemek istemiş. Çünkü artık o tarla sadece uzaktan bakılan bir yer değilmiş; içinde yürüdüğü, öğrendiği, hissettiği bir yer olmuş.
Eve vardığında, pamukları yatağının başucuna yerleştirmiş. Onlara dokundukça yalnızca o yumuşaklığı değil, o gün orada hissettiği sabrı ve huzuru da hatırlıyormuş. Pencereye oturduğunda artık pamuklara uzaktan bakmıyor, içinden gülümsüyormuş. Çünkü o gün kalbinin bir köşesi de pamuk gibi yumuşamış.
Pamuk Tarlası Masalı burada biterken, o küçük köyde, bir çocuk ilk defa toprağa eğilmiş ve sabrın ne kadar sessiz ama ne kadar güçlü bir şey olduğunu kalbinde hissetmiş.
Pamuk Tarlası Masalına benzeyen uzun masallar okumak için bağlantıya tıklayabilir, masallarımızı sesli olarak dinlemek için instagram sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.