Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, yemyeşil vadilerin uzandığı, kuşların şarkı söylediği büyülü bir ormanda minik adında, küçük bir tavşan yaşarmış. Minik, bembeyaz tüylü, kocaman kulaklı, neşeli mi neşeli bir tavşancıkmış. Ormanda zıplamayı, çiçek koklamayı ve en çok da yeni şeyler keşfetmeyi severmiş.
Minik bir sabah, güneşin ilk ışıklarıyla yuvasından dışarı çıkmış. Çimenlerin üzerine düşen çiğ damlaları parıl parıl parlıyormuş. Kuşlar cıvıldıyor, rüzgâr yaprakların arasından tatlı tatlı esiyormuş. Minik, hoplaya zıplaya ormanda dolaşırken birden tuhaf bir ışık görmüş.
Işık, ormanın en derin köşesinden geliyormuş. Minik’in merakı kabarmış. “Acaba bu ışık da neyin nesi?” diye düşünmüş. Hemen o yöne doğru sıçramaya başlamış.
Zıpla, hopla, zıpla, hopla derken Minik, ormanın en gizli köşesine vardığında gözlerine inanamamış! Karşısında, gökkuşağı gibi parlayan, kocaman, rengârenk bir çiçek duruyormuş. Çiçeğin taç yaprakları altın gibi ışıldıyormuş, ortasından ise mis gibi bir koku yayılıyormuş.
Minik, çiçeğe yaklaşmış ve usulca sormuş:
“Sen de kimsin?”
Çiçek hafifçe sallanmış ve incecik, melodik bir sesle cevap vermiş:
“Ben Sihirli Çiçek’im! Beni bulan bir dilek tutabilir, eğer yüreği temizse dileği gerçek olur!”
Minik’in gözleri parlamış. “Ne dilesem acaba?” diye düşünmüş. Önce büyük bir havuç tarlası hayal etmiş, sonra kocaman bir çilek bahçesi. Ama sonra ormanda bir süredir yağmur yağmadığını, derelerin susuz kaldığını hatırlamış. Ağaçlar hüzünlü, kuşlar susuz kalmış.
Minik, hemen içinden bir dilek tutmuş:
“Sevgili Sihirli Çiçek, ormanımıza bol bol yağmur yağsın, herkes suya kavuşsun!”
Çiçek birden ışıldamaya başlamış. Sarı, mavi, mor ışıklar etrafa yayılmış. Hafif bir rüzgâr esmiş, ardından gökyüzünde gri bulutlar belirmiş. Minik yukarı bakmış, birkaç damla yanağına düşmüş. Sonra birdenbire pıt, pıt, pıt! Yağmur başlamış!

Ormanın her köşesine mis gibi toprak kokusu yayılmış. Dereler şırıl şırıl akmaya başlamış. Ağaçlar sevinçle yapraklarını sallamış, kuşlar neşeyle şarkılar söylemiş. Orman, yeniden hayat bulmuş!
Minik, mutluluktan zıplamış.
Sihirli Çiçek hafifçe eğilmiş ve fısıldamış:
“İçten ve iyi niyetle yapılan dilekler her zaman en güçlü sihirdir!”
Minik gülümsemiş, kalbinin sıcaklıkla dolduğunu hissetmiş. O günden sonra, Minik ve ormandaki dostları her zaman doğaya iyi bakmış, ağaçları korumuş, çiçekleri sevmiş. Ve ne zaman yağmur yağsa, Minik gökyüzüne bakıp usulca Sihirli Çiçek’e teşekkür etmiş.
Ve işte böylece gökkuşağı yağmurların ardından belirmiş, Minik huzur içinde yuvasına dönmüş. Sihirli Çiçek Masalının sonunda, orman mutluluk içinde yaşamaya devam etmiş.
Sihirli Çiçek Masalına benzeyen kısa masallar okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz. Masallarımızı instagram adresimizden okumak için ise sayfamızı takip edebilirsiniz.