Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, bembeyaz karlarla kaplı küçük bir kasabada yaşayan neşeli bir kız çocuğu varmış. Bu neşeli kızın adı Elif’miş. Elif, kışın atkısını sarınıp eldivenlerini takarak karda oynamayı çok severmiş.
O akşam babası eve gelir gelmez heyecanla duyurmuş:
“Elif, güzel kızım! Yarın okul tatil! Kar çok yağdığı için herkes evde olacak.”
Elif bu habere o kadar sevinmiş ki yerinde zıplamış. “Yaşasın! O zaman sabah çok güzel bir şey yapmalıyım,” diye düşünmüş. Tam yatağına girerken harika bir fikir gelmiş aklına: Ailesine sürpriz kahvaltı hazırlamak!
Sabah erkenden uyanmış. Pencereden dışarı bakınca her yerin bembeyaz olduğunu görmüş. Çatıların üstü pamuk gibi olmuş, ağaç dalları karla süslenmiş. Ama Elif, karda oynamadan önce mutfağa gitmiş. Sessizce kapıyı açmış ve işe koyulmuş.
Önce ekmek kızartmak istemiş. Ama tost makinesini kullanmayı bilmiyormuş. “Ne yapsam, ne yapsam?” diye düşünmüş. Sonra mutfaktaki tavayı görmüş. “İşte bu harika bir fikir!” diyerek tereyağını tavaya koymuş.
Tereyağı erirken “Cızır cızır, pıt pıt!” diye ses çıkarmış. Elif bu sesi duyunca gülümsemiş. “Tavam bana şarkı söylüyor!” diye kıkırdamış.

Tam ekmekleri tavaya koymuşken heyecanlanmış. Ama sabırsız olduğu için birini çevirmeye çalışırken hop! Ekmek yere düşmüş. “Olsun, bir tane daha var!” diyerek gülmüş.
Sonra peynirleri dilimlemiş, zeytinleri tabağa koymuş. Domatesleri kesmek istemiş ama bıçak büyük olduğu için elleriyle bölmeye çalışmış. “Pıt! Pıt!” diye domates parçaları oraya buraya sıçramış. Elif’in yanakları da domates gibi kıpkırmızı olmuş!
Çaydanlık kaynamaya başlayınca mutfağa mis gibi çay kokusu yayılmış. “İşte oldu!” diye sevinmiş. Ama gözleri masaya kayınca her şeyin biraz dağınık olduğunu fark etmiş. Masayı daha güzel göstermek için renkli peçeteleri küçük çiçekler gibi katlamış. Son olarak tarçın serptiği sıcak sütü de eklemiş.
Tam her şey hazır olduğunda ayak sesleri duyulmuş. Annesi ve babası mutfağa girince gözlerine inanamamışlar. Masanın ortasında sıcacık ekmekler, peynirler, ballar ve mis gibi çay varmış!
“Elifcik, bu harika bir sürpriz olmuş!” demiş annesi ve onu sımsıkı kucaklamış. Babası da gülümseyerek eklemiş:
“Küçük aşçımızın ellerine sağlık!”
Elif gururla başını sallamış ve mutlu bir kahkaha atmış. O sabah, kar tatilinde evin içi sıcacık olmuş. Dışarıda lapa lapa kar yağarken Elif ve ailesi, birlikte kahvaltının tadını çıkarmışlar.
Ve o günden sonra Elif, her kar tatilinde ailesine bir sürpriz yapmaya karar vermiş. Çünkü bir kahvaltının en güzel malzemesi sevgiydi…
Ve Sürpriz Kahvaltı Masalı burada bitmiş. Ama belki de yeni bir kar tatilinde, Elif’in mutfağında yeni bir hikâye başladı…
Sürpriz Kahvaltı Masalına benzeyen kısa masallar okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.