Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar çok uzaklarda, gökyüzünün en yüksek yerlerinde, yumuşacık pamuk gibi bulutlardan yapılmış bir diyar varmış. Bu diyar öyle güzel, öyle huzurluymuş ki, içinde yıldızlar dans eder, rüzgâr masallar fısıldarmış. İşte burası, küçücük ve çok tatlı bir perinin eviymiş. Herkes ona Uyku Perisi dermiş.
Bu ev, pamuk gibi yumuşak bulutlardan yapılmış bir şato gibiymiş. Şatonun camları gökkuşağının en parlak renklerinden oluşur, her pencere bir yıldız gibi ışıldarmış. Bahçesinde ise minik yıldızlar dans eder, peri çiçekleri mis gibi kokarmış.
Şatonun tam ortasında yumuşacık bir minder varmış. İşte Uyku Perisi, bu minderin üzerinde en değerli hazinesini saklarmış: büyülü uyku tüyleri!
Bu tüyler, Uyku Perisi’nin çocuklara huzur getiren en özel armağanıymış. Ama tüylerin yapımı çok zormuş. Onlar, yalnızca çocukların kalplerindeki mutluluk ve neşeden yapılabiliyormuş. Eğer bir çocuk gülümser, güzel şeyler düşünürse, tüyler ışıl ışıl olurmuş.
Her gece Uyku Perisi, minik kanatlarını çırpar ve yıldızlar arasından süzülerek dünyaya inermiş. Sessizce çocukların odalarına girer, yastıklarının altına büyülü uyku tüylerini bırakırmış.
Bu tüyler, çocuklara korkusuzca uyumaları ve en güzel rüyaları görmeleri için yardım edermiş. Ama bir gün Uyku Perisi, tüylerin giderek azaldığını fark etmiş.
Uyku Perisi üzgün bir şekilde şatosundaki mindere oturmuş ve kalan tüylerine bakmış. “Eğer tüyler biterse, çocuklara yardım edemem,” diye endişeyle düşünmeye başlamış. Her gece mutlulukla dolup taşan tüylerini görememek onu çok üzmüş.
“Bunun bir yolunu bulmalıyım!” diye kendi kendine konuşmuş. “Belki de çocukların daha mutlu olmalarına yardım edebilirim. Böylece tüyler yeniden canlanır.”
O sırada yıldızların arasında parlayan bir ışık Uyku Perisi’nin dikkatini çekmiş. “Bu ışık, kalbi sevgiyle dolu bir çocuğun ışığı olabilir,” diye düşünmüş ve hemen kanatlarını çırparak o yöne doğru uçmuş.
Bu ışık, Ayşe’nin odasından geliyormuş. Uyku Perisi merakla pencereye yaklaşmış ve içeriye baktığında gözlerine inanamamış. Ayşe, yorganına sıkıca sarılıp korkuyla titremek yerine yatağında oturmuş, mutlu bir şekilde bir şeyler söylüyormuş.
Odanın içinde tatlı bir şarkı duyuluyormuş. Ayşe’nin yanında annesi oturmuş, birlikte ellerini çırparak neşeli bir melodi söylüyorlarmış. Ayşe’nin yüzünde büyük bir gülümseme varmış, gözleri parlıyormuş. Anne-kız şarkıya o kadar kaptırmışlar ki, odada resmen mutluluğun bir rüzgâr gibi estiği hissediliyormuş.
Uyku Perisi, pencerenin kenarında durup bu güzel tabloyu izlerken içi sevinçle dolmuş. “Ne harika bir değişim!” diye düşünmüş. “Ayşe’nin kalbi artık mutlulukla dolup taşıyor.” Odanın içinden yayılan bu neşe, Uyku Perisi’nin kanatlarına bile güç vermiş, sanki kendisi bile daha da parlamış.
Peri, bu büyülü anı bozmamak için sessizce beklemiş. Ayşe’nin huzurlu bir uykuya dalmasını görmek için sabırsızlanıyormuş. “Bu gece çok özel olacak,” diye fısıldamış kendi kendine.
Uyku Perisi, pencerenin kenarına konmuş ve içeride olup biteni izlemeye başlamış. İçeriyi izledikçe gülümsemeye başlamış ve “Harika! Ayşe’nin kalbi sevgi ve mutlulukla dolmuş!” demiş.
Bir süre sonra Ayşe, uykusu geldiği için yatağına uzanmış. Annesi ona iyi geceler öpücüğü vermiş ve odadan çıkmış. Uyku Perisi içeri süzülerek Ayşe’nin yanına uçmuş.

“Merhaba, Ayşe,” diye fısıldamış.
Ayşe, periyi görünce gülümsemiş. “Uyku Perisi! Tekrar geldin mi?”
“Evet, Ayşe. Bu gece çok güzel şeyler yaptığını gördüm. Kalbin mutlulukla dolmuş. Biliyor musun, bu mutluluk uyku tüylerini yeniden parlatıyor!”
Ayşe’nin gözleri şaşkınlıkla parlamış. “Gerçekten mi? Benim mutluluğum uyku tüylerine mi dönüşüyor?”
Uyku Perisi başını sallamış. “Evet, Ayşe. Senin güzel düşüncelerin, sevgin ve neşen, büyülü tüylerin oluşmasına yardım ediyor. Bu yüzden her zaman mutlu olmaya çalış ve kötü düşünceler yerine güzel şeylere odaklan.”
O gece Uyku Perisi, Ayşe’nin neşesinden ilham alarak yastığının altına yeni bir tüy bırakmış. Tüy, o kadar parlak ve yumuşakmış ki Ayşe hemen huzurla uykuya dalmış. Uyku Perisi, mutlu bir şekilde şatosuna dönmüş. Minderine baktığında, tüylerin yeniden çoğalmaya başladığını görmüş.
Artık Uyku Perisi, her gece daha mutlu çocuklara ulaşmak için yola çıkmaya karar vermiş. Çünkü mutluluk, sadece uyku tüylerini değil, bütün dünyayı güzelleştiriyormuş.
Ve o günden sonra Ayşe, her gün güzel şeyler yapmaya çalışmış. Çünkü mutlu bir kalbin sadece kendine değil, başkalarına da yardım ettiğini öğrenmiş. Uyku Perisi de, her gece çocukların yastıklarına birer tüy bırakmaya devam etmiş ve Uyku Perisi’nin Sırrı masalı da burada bitmiş.
Kim bilir, belki bir gün sizin odanıza da gelir. O zamana kadar, güzel şeyler düşünmeyi ve kalbinizi sevgiyle doldurmayı ve Uyku Perisi’nin Sırrı masalına benzeyen uyku masalları okumayı unutmayın.