Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar şirin mi şirin bir köyde, annesi ve babasıyla yaşayan Kerem adında meraklı bir çocuk varmış. Kerem, çevresindeki her şeyi öğrenmek isteyen, hayal gücü çok geniş bir çocukmuş.
Kerem’in en sevdiği şey ise odasında hayal dünyasına dalıp oyuncaklarıyla maceralar birlikte yaratmakmış. Ama oyuncaklarının arasında bir tanesi, Kerem için çok özelmiş: Kocaman kahverengi tüylü, yumuşacık bir oyuncak ayı.
Büyükbabası Mehmet Dede, Kerem’e bu oyuncak ayıyı doğum gününde almış. Ayının adını ise Kerem ile birlikte “Kuki” koymuşlar. Kuki, Kerem için sadece bir oyuncak değilmiş, o Kerem’in en iyi arkadaşıymış.
Kerem, Kuki’yle konuşur, ona sırlarını anlatır, hayal gücünde onu çeşitli maceralara götürürmüş. Ancak Kuki’nin kimsenin bilmediği başka bir sırrı daha varmış. Kerem’in bile bilmediği bu sır, onun hayatını değiştirecek bir macerayı başlatacakmış.
Kerem bir gün, odasında oyuncaklarıyla oynarken Kuki’ye sıkıca sarılmış ve şöyle demiş:
“Ah Kuki, keşke gerçek bir ayı olsaydın da seninle ormanlarda dolaşıp maceralar yaşayabilseydik.”
Kerem’in bu dileği, her masum çocuğun kurabileceği bir hayal gibi görünse de, Kuki için oldukça önemliymiş. Çünkü Kuki aslında sihirli bir oyuncakmış!
Mehmet Dede, Kuki’yi alırken ona, “Bu ayı yalnızca gerçek sevgiyle sımsıkı sarıldığında canlanır,” demiş. Kerem’in sevgi dolu sözleri ve sıkı sarılışı, Kuki’nin sihrini uyandırmış.
Gece olduğunda Kerem uyurken Kuki yavaşça hareket etmeye başlamış. Önce kocaman gözleri parlamış, sonra kollarını ve bacaklarını hareket ettirmiş. Derken birdenbire gerçek bir ayıya dönüşmüş! Ama hâlâ oyuncak görünümünü koruyormuş, sadece canlı bir oyuncak ayı olmuş.
Kuki, Kerem’i uyandırmamak için sessizce etrafı incelemiş. Ancak sabah olunca Kerem gözlerini açar açmaz Kuki’nin oturduğu yerden kımıldadığını fark etmiş.
“Kuki! Yoksa… sen… yaşıyor musun?” diye şaşkınlıkla bağırmış.
Kuki kocaman bir gülümsemeyle başını sallamış. “Evet Kerem, senin sevgin sayesinde canlandım!”
Kerem bu duruma çok şaşırmış ama aynı zamanda heyecanlanmış. Hemen Kuki’ye, “Hadi, bir macera yaşayalım! Nereye gitmek istersin?” diye sormuş.
Kuki de, “Beni ormana götür. Orman, gerçek ayıların evi. Sana ormanın sırlarını gösterebilirim,” demiş.
Kerem, Kuki’yi yanına alarak evin arkasındaki büyük ormana doğru yol almış. Orman, yemyeşil ağaçları ve cıvıl cıvıl kuş sesleriyle Kerem’in daha önce hiç görmediği kadar büyüleyiciymiş. Kuki, Kerem’e yol boyunca bitkileri ve hayvanları tanıtmış. “Bak, bu meşe ağacı. Yaprakları büyük ve yuvarlaktır,” demiş. “Şuradaki tavşan deliği ise bir aileyi barındırıyor olabilir,” diye eklemiş.

Kerem ve Kuki, ormanda dolaşırken birden çalıların arasından bir ses gelmiş. Çalıların arasından koca bir kurt çıkmış! Kerem korkuyla yerinde donakalmış ama Kuki cesurca Kerem’in önüne geçmiş.
“Korkma Kerem, ben buradayım!” diyerek büyük bir kükreme çıkarmış.
Kuki’nin kükremesi gerçek bir ayı gibi güçlüymüş. Kurt, Kuki’nin cesaretine ve kükremesine dayanamayıp hızla kaçmış. Kerem, Kuki’nin bu cesur davranışına hayran kalmış.
“Teşekkür ederim Kuki! Sen gerçekten harika bir dostsun,” demiş.
Ormandaki macera boyunca Kerem, Kuki’den sadece ormanın güzelliklerini değil, aynı zamanda cesur olmayı ve doğaya saygı duymayı öğrenmiş. Gün batmaya başladığında ikili eve dönmüş. Kerem, Kuki’yi yatağının yanına koyup ona teşekkür etmiş.
“Bu, hayatımın en güzel günüydü. Keşke hep böyle kalabilsen,” demiş.
Kuki, Kerem’e bir sır daha vermiş:
“Her zaman canlanamam, Kerem. Sihirim yalnızca sevgiyle çalışır. Ama unutma, beni sevdiğin sürece kalbimde hep seninle olacağım.”
Bu sözler Kerem’in kalbine işlemiş. Kuki yeniden hareketsiz bir oyuncak olmuş, ama Kerem artık onun sadece bir oyuncak olmadığını biliyormuş. O günden sonra Kerem, Kuki’ye her zaman daha çok sarılmış ve onu her macerasında yanına almış.
Kerem, Kuki’nin ona öğrettiklerini hiçbir zaman unutmamış. Ormandaki o macera, ona doğanın ne kadar büyüleyici olduğunu ve sevginin gerçek gücünü göstermiş. Kuki ise Kerem’in yanında sessiz bir şekilde durmaya devam etmiş, her an yeni bir macera için hazırmış.
Ve böylece, Kerem ve Oyuncak Ayı Masalı burada sona ermiş. Ama sevgi ve hayal gücüyle dolu bu masal, her çocuğun kalbinde yeniden canlanabilirmiş.
Kerem ve Oyuncak Ayı Masalına benzeyen Ayla’nın Orman Macerası Masalını okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.